Aksanla Şive Aynı Şey Mi?
Günümüz Türkiye’sinde, bir kişinin konuşma biçimi, sadece kelimeleri doğru söyleyip söylememesiyle ilgili değil. Bu mesele, kişinin hangi bölgeden geldiği, hangi kültürle büyüdüğü, hatta hangi şehri tercih ettiğiyle doğrudan bağlantılı. Çevremdeki insanlarla yaptığım sohbetlerde bir şey fark ettim: Aksanla şive genellikle aynı şey olarak görülüyor. Hâlbuki bunlar, birbirinden çok farklı kavramlar. Bu yazıda, aksanla şive arasındaki farkları kendi gözlemlerimle birlikte anlatacağım.
Şive Nedir?
Bundan yıllar önce, küçük bir çocuğum. Ailemle birlikte yaz tatilini geçirmek üzere babaannemin köyüne gitmiştik. O zamanlar, Ankara’da yaşadığımızdan ve köydeki insanların konuşma biçimi bizimkinden oldukça farklı olduğundan, dildeki küçük farkları çok merak ediyordum. Özellikle, köydeki çocukların kullandığı bazı kelimeler ve ifadeler, bana oldukça ilginç geliyordu. Mesela “gülecek” yerine “gülücek” demek gibi. Benim için sadece bir kelimenin yanlış söylenmesi gibi görünse de, aslında bu, şivenin bir örneğiydi.
Şive, bir dilin konuşulduğu coğrafyaya göre farklılaşan biçimidir. Yani bir bölgenin halkının, kelimeleri telaffuz etme şekliyle ortaya çıkar. İstanbul’da yaşayan biri ile Hakkâri’de yaşayan birinin konuşma biçimleri farklıdır. Aynı dilde olsalar da, şive sayesinde hangi bölgede yaşadıkları hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Aksan Nedir?
Aksan, şiveden farklı olarak, daha çok kişinin dilindeki ses özelliklerine dayanır. Genelde, bir insanın öğrenme sürecinde maruz kaldığı sesli harfler ve heceleri doğru şekilde telaffuz edememesi, aksan oluşumuna yol açar. Bu sadece Türkçe değil, her dilde böyle. Örneğin, bir İngilizce konuşanı Türkçeyi öğrenmeye başladığında, İngilizce aksanı devam edebilir. Ankara’da doğmuş ve büyümüş biri, İstanbul’a gittiğinde, “kısa” bir kelimesini “kıssa” diye telaffuz edebilir. Bu, onun aksanı olabilir ama şiveyi yansıtan bir özellik değildir.
Geçenlerde, işyerimde yeni bir çalışanla tanıştım. O, Adana’dan gelmişti ve biz de biraz sohbet ettik. Adana şehrinden gelen biri, “s” harfini daha farklı bir şekilde telaffuz eder. Bir kelimeyi iki kere söyleyip gülümsedi: “Köyde hep böyle söyleriz” dedi. Ben de “Adanalı olmak böyle bir şey işte” diye cevap verdim. Bu da şivenin etkisiydi. Yani onun kelime ve harfleri telaffuz etme biçimi, doğrudan kökeninden geliyordu.
Aksanla Şive Arasındaki Farklar
Şive ve aksan arasındaki farkları biraz daha derinlemesine inceleyelim. Şive, daha çok dilin coğrafi çeşitlenmesidir. Örneğin, bir Erzurumlu, kelimeleri farklı şekilde telaffuz ederken, bir Trabzonlu’nun da konuşması farklıdır. Hangi kelimelerin kullanıldığı, hangi hecelerin vurgu yaptığı, bu kişiler arasındaki farkları gösterir. Ancak aksan, genelde sesli harflerin yanlış telaffuzu ve bazı kelimelerin eksik söylenmesiyle ilgilidir. Bir kişi Fransızca aksanla Türkçe konuşuyor olabilir. Bu, onun şivesi değil aksanıdır.
Aksanı olan biri, dilin kurallarını doğru şekilde öğrenmiş olsa da, bu yanlışlıklar sesin üretimiyle ilgili küçük detaylar olabilir. Mesela, İngilizce bilen birisi Türkçe konuşurken “r” harfini yanlış çıkarabilir. Bu da aksanın bir türüdür, ancak bu kişinin yaşadığı yerle hiçbir ilgisi yoktur.
Kendi Gözlemlerim ve Hikayem
Bir diğer örneği, geçtiğimiz yıllarda bir arkadaşımın düğününde yaşadım. Arkadaşım Samsunlu ve eşi ise İzmirli. Düğünlerinde, tam olarak anlamadığım ama “sürekli gülen” bazı kelimeler vardı. İzmirli damat, “ben sana söylemiştim” derken, “ben sana söylemiçtim” diye telaffuz ediyordu. Bu, şivenin İzmir’in özgün karakterinden kaynaklanan bir durumdu. Yani, İzmir’de büyümüş olanlar bu şekilde bir telaffuz kullanabiliyor. Aynı ortamda, Samsunlu arkadaşım ise o kelimeyi “söylemiştim” diye söylese de, bazı aksan farklarını hissettim. Çünkü her ikisi de kendi şehirlerinde yetişmişti ve o şehirlere ait konuşma biçimleri, dillerinde izler bırakıyordu.
Beni en çok şaşırtan şey ise, iki farklı şehre ait bu farkların, onları tanımadan bile anlamama olanak sağlamasıydı. Kendi çevremde, bazen birinin konuşmasına dikkat ettiğimde hangi şehirden geldiğini anlayabiliyorum. Farkındaysanız, bazen insanlar bu farkları doğrudan şive olarak görse de, aslında bu bir aksan olabilir.
Sonuç
Aksanla şive arasındaki farkları anladıktan sonra, dilin çeşitliliği konusunda farklı bir bakış açısına sahip oldum. Şive, daha çok bir bölgenin kelimelere nasıl şekil verdiğiyle ilgilidir. Aksan ise, bir dilin öğretilmesinde karşılaşılan ses hatalarıyla ilgilidir. Kısacası, şive bir coğrafyanın, aksan ise bireysel bir öğrenme sürecinin ürünüdür. Ve her ikisi de bizim dilimize özgü zenginliklerdir.
Bunları düşündükçe, herkesin, dilin nasıl konuşulduğunu anlamada biraz daha sabırlı olmasını ve her aksanla şiveyi kendi yerinde değerlendirmesini öneririm. Konuşma biçimimiz sadece kelimelerden ibaret değildir; aslında kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve neler yaşadığımızı da anlatır.